10 Haziran 2011 Cuma

Anladım ki susmak cüsse işi



Anladım ki susmak bir cüsse işi
Derin denizlerin işi
Serin sular en hafif rüzgârları bile coşturabiliyor..
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar…
Derin denizlerin sükutu büyüler beni.
İçimi bir heybet hissi kaplar.
Benliğimi hasret duyguları istila eder.
Kalbim ürperlerle dolar.
Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana.
Göklerin suskunlugu da öyle. Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep.
Sükut her zaman daha manalı, daha derindir.

Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan.
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım.
Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum.
Hayatın hiç bir kasırgası, hadiselerin hiç bir fırtınası onu dalgalandıramıyordu.
O denize imrendiğim an, gözlerim şu mısralara takılmıştı:
Gittim, gittim, denizin,
Sınır yerine vardım
Halin bana da geçsin!
Diye ona yalvardım
Bir çılgin vesvesede,
Içim didiklense de,
Olaydım o cüssede,
O’nun gibi susardım..
Gercekten de öyle olmustu. Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım.
O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi.
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor.
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar..
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor.
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.

Şems-i Tebrizi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...