20 Şubat 2011 Pazar

Seni Anlamak



O ve ben… Şimdilerde iki ayrı şehirde ölümüne sevdalı tek yüreğiz...Birbirimizden ayrı aldığımız her nefeste ise ölümü biraz daha özlemekteyiz. Hayatı başkaları için yaşayacak kadar da deliyiz. Sevda orucunu bozmadık belki ama yine de diyetteyiz.. Aşktan sermest olmuş şeyda bülbül kadar mağrur, utancından kızaran gül kadar kederliyiz. Bu sevdaya baş ve yürek koymuş iki aşık gibi çilehanede çiledeyiz. Sırf “oyun bozan” demesinler diye birbirimizden ötede ve berideyiz.

Dedim ya O ve ben… Ben ve O… Bu garip hikayenin kavuşamayan Aslı ve Kerem’iyiz…

Zıddıyla var olan tekil bir varlıktık biz… Ve çoğaldıkça kaybolan kinayeli cümlelerdik. Ben ve O… O ve ben… Aynı melodide iki nota, aynı kaderde tek gerçektik.

Kesişti yollar derin bir vadide. Bazen dipsiz derinliklerde bazen de engin düzlüklerdeyiz. Yârdan vazgeçtiğimiz her an bir başka yarın dibindeyiz. Yol kayıp, pusula şaşmış, ufuk kapalı karanlık bir tüneldeyiz. Aslında çoğu zaman kendimizde bile değiliz. Ayazda kalmış iki yürek, birbirinde kaybolmuş iki keşişiz.

Çünkü O benim rengarenk dünyamdı. Hayata tutunduğum umudum, kurmaktan bıkmadığım düşüm, gözümden düşen damlam, aldığım nefesim, canımdan öte candı. Ah ah… O baştan ayağa ben’di. Ben’im dışımda tarifi edilemeyendi. Ben’siz dile gelmeyen, cümleye dökülemeyendi. Büyüsü bozulan, sırrı çözülen, şifresi kırılan, anlamını yitirendi… O’na o sırrı veren bendim…Bana bunca olmazı olduran da O’ydu.

Sevgiyle kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...