1 Nisan 2008 Salı

Gül Kokulu Yarim



Özlemlerim artıkça hüzünlerim de artmakta bu yürekte. Hiç demedin ki şöyle ağız dolusu, dobra dobra “seni seviyorum” diye. Hep satır aralarından topladım ben o sevgi kırıntılarını biliyorsun ya sen de. Dön ey kalbim…Gitme diyorum sana, Gitme... Sen ki hayatsın bende. Beraberce el açtığımız dualar boş dönmesin. Susmasana ey dudaklarımdan dökülen en büyük dua. Yetmiyor mu yüreğimdeki yerin. Sen ki her satırı kitap olan adamsın...“ Ey kalbim “ seni çok özledim.. Ey dilsizliğimin dile gelen sevda cümlesi… Hangi cümleye sığdırayım yüreğinin inceliğini.Ürkek adımlarla bir yüreğe ‘merhaba’ derken olabilecekleri hesaba katamayan ben şimdi hüzün kokluyorum.Kaçarken yalnızlığıma seni bırakamadım sınırlarımın dışında…Sepetteki Mûsa misali senin bildiğin benim bilmediğim yolculuklara çıksam, imkânsızın mümkün olduğu yerlere götürsen beni, hiç bırakmasan, hep yanımda olsan, kendimi sepetteki bebek kadar güvende hissetsem, hiç korkmasam olmaz mı?

Gerçek sevgi karşımızdakini kendi gerçeğiyle kabullenmektir. Oysa ki, insan sevdiğiyle büyür ve olgunlaşır, hatalarımızla öğreniriz, eksikliklerimizle birbirimizi tamamlarız. Karşımızdakini zaaflarıyla ve korkularıyla kabul ettikçe, korkularından ağladığına şahit oldukça ve onu kendi gerçeğiyle gördükçe, aslında daha da çok severiz.
"Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe, ızdırap ve felaketten kurtulamaz. Hakk'ı tanımadıkça, Hakk'ı sevmedikçe, Hak Teala’yı hakim bilip, Ona kulluk etmedikçe, insanlar birbirini sevemez. Hak'tan ve Hak yolundan başka her ne düşünülse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur." Sevgi yönelttiğimiz her şeyde, sevgi hissini kalplere veren yalnızca Yüce Rabbimiz'dir. Şefkat ve muhabbet hissettiğimiz ne varsa, özünde, Yüce Allah'ın üstün yaratma sanatının, sonsuz ilminin, benzersiz güzelliğinin, sınırsız aklının ve kudretinin tecellileri vardır. Tüm kainat Yüce Allah (cc)'ın kullarına olan sevgisinin, merhametinin ve rahmetinin örnekleriyle doludur. Aklını ve vicdanını kullanan her insan, bütün bu güzellikleri ve nimetleri, insanlara lütfedenin Yüce Allah (cc) olduğunu görüp Rabbimiz'e teslim olur. Çevresinde gördüğü her detayda, Rabbimiz'in kullarına olan sonsuz sevgisinin örneklerini görür. Tüm bunlar ise iman edenlerin kalplerinde coşkulu bir sevgi duymalarına ve Rabbimiz'e gönülden bir aşkla bağlanmalarına vesile olmaktadır. Sevgi, Allah (cc)’ın dünya hayatında yarattığı en güzel ve en büyük nimetlerdendir. Müslümanın sevgisinin temelinde ise, Allah (cc) sevgisi vardır. Allah (cc)’a karşı olan derin sevgisi, saygısı ve hayranlığı, yeryüzündeki Allah (cc)'ın tüm tecellilerine karşı da doğal bir sevgi ve muhabbet duymasına yol açar. Sevgiyi gerçek anlamıyla yaşayabilmek için ise bir insanın, diğer kişilerdeki güzel özellikleri, incelikleri görüp fark edebilecek imani bir akla sahip olması gerekir. Kişinin aklı ve vicdanı ne kadar açıksa, sevebilme gücü de o derece yüksek olur. İnsana bu üstün özellikleri kazandıran ise ancak samimi iman ve Allah (cc) korkusudur. Dolayısıyla insan, çevresindeki güzelliklere ve Allah (cc)'ın tecellilerine karşı da, ancak imanı ve Allah (cc) korkusu ölçüsünde sevgi duyabilir. Son söz GÜZEL BİR RUHA AŞIK OLAN BÜTÜN HAYATI BOYUNCA SADIK KALIR,ÇÜNKÜ SEVDİĞİ ŞEY EBEDİDİR.Eflatun

Sevgiyle Kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...